10756,27%-0,53
41,72% 0,07
48,48% 0,28
5420,07% 0,07
9201,76% 0,00
Toplumda ileri yaş problemi olarak bilinen kalp krizi günümüzde gençlerde de sık görülmeye başladı. 45 yaşın altındaki bireylerde ve ileri yaştaki hastalarda görülen kalp krizleri, rahatsızlığın seyri ve hayati riske neden olma oranları bakımından farklılık gösteriyor.
İSTANBUL (İGFA) - Uzun yıllar boyunca kalp krizi ileri yaş hastalığı olarak bilindi. Ancak günümüzde tablo tamamen değişmiş durumda. Kalp krizine bağlı ölümler yalnızca yaşlılarda değil, genç yaşta da dikkat çekici biçimde artmaya başladı. Araştırmalar genç yaşta geçirilen kalp krizlerinin ölümle sonuçlanma oranının ileri yaşlarda geçirilen kalp krizine göre daha yüksek olduğunu gösterirken Prof. Dr. Ali Aycan Kavala, gençlerde görülen kalp krizlerinin nedenleri ve korunma yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Prof. Dr. Kavala, yaşam biçimiyle kalbin yıpratılmaması gerektiğini söyledi.
Sigara, düzensiz beslenme, aşırı stres, uykusuzluk, hareketsiz yaşam ve enerji içeceklerinin sık tüketimi, başta gençler olmak üzere tüm bireylerde kalbin yıpranmasına neden olacağını belirten Prof. Dr. Kavala, "Genetik yatkınlık, diyabet, yüksek kolesterol ve obezite ise tabloyu daha da ağırlaştırır" dedi.
"Bu belirtilere kulak vermek hayat kurtarır" diyen Prof. Dr. Kavala, şunları kaydetti:
"Kalp krizine neden olan bir başka önemli nokta ise farkındalık eksikliğidir. Gençlerde kalp krizi belirtileri genellikle “yorgunluk” ya da “mide rahatsızlığı” sanılarak göz ardı edilir. Oysa göğüste baskı hissi, sol kola yayılan ağrı, nefes darlığı, soğuk terleme ve ani halsizlik gibi sinyaller kalp krizinin açık habercisi olabilir. Bu belirtiler fark edildiğinde zaman kaybetmeden en yakın hastaneye başvurmak, çoğu zaman hayat kurtarır.
Yaşam şeklimizde yaptığımız birkaç küçük değişiklikle kalp krizinden korunabiliriz. Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, stres yönetimi, sigaradan uzak durmak ve düzenli sağlık kontrolleri kalp hastalıklarının önüne geçme konusunda büyük rol oynar. Ayrıca ailesinde kalp hastalığı öyküsü bulunan gençlerin, 20’li yaşlardan itibaren kardiyolojik taramalara başlaması gerekir. Çünkü kalbimiz yaşımıza değil, yaşam tarzımıza tepki verir. Kişi genç yaşta da olsa, kalbinin sesini dinleyerek yaşamınızı sürdürmelidir"
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.